12 Mayıs 2017 Cuma

Yeni-Düzdünyacılık Üzerine Bir Deneme



Dünyanın düz bir tepsi gibi olduğu inancı eski çağlardan beri varlığını sürdüren bir kabul olmakla birlikte, sanılanın aksine Galileo öncesinde herkesin istisnasız kabul ettiği bir model değildi. Aydınlamacıların kendilerinden önceki dünyayı karikatürize ederek, her şeyin karanlık ve yanlış olduğu yönündeki abartılı anlatısı da bu çarpıklığın sebeplerinden sanırım. Bugün biliyoruz ki Eratosthenes’ten Biruni’ye kadar pek çok isim dünyanın yuvarlaklığı üzerinde durmuştur. Ancak düzdünyacılık, Aydınlanma karşıtlığının simgesi haline geldiği için bugün yeniden parlayan bu akımı, bu karşıtlık üzerinden okumak gerekir.

Aydınlanma’nın insanlığa en büyük katkısı bilgi alanını metafizik kabullerden temizlemiş olmasıdır diye düşünüyorum. Bunun beraberinde gelen büyük dönüşümler, metafizik kabullerle bilgi ve düzen iddiasında bulunan her yapıda derin bir sarsıntıya yol açtı. Neolitik çağdan itibaren oluşturulan ve burada “muhafazakarlık” olarak tanımlayacağımız bu yapıların en önemli özellikleri; evreni açıklamaya yönelik bilgi iddiaları ve bu bilgi iddialarına dayandırdıkları ahlak/düzen iddialarıydı. Aydınlanma ile birlikte değişen dünyada en büyük sarsıntıyı da doğal olarak muhafazakarlar aldı.

Örneğin kadınların ikinci sınıf varlık olduğu yönündeki bilgi iddiaları, kadınlar üzerinde tahsis edilen ahlak iddialarının da temelini oluşturuyordu. Bunu bugün de sıklıkla duyduğumuz şekilde “fıtrat” gibi bir kavramla, bilgi temeli olmayan ama bilgi iddiası taşıyan bir kabulle temellendiriyorlardı. Yani kadın fıtratı gereği eksik/zayıf/aşağı bir varlık olduğundan, çalışması, eğitim alması, erkeklerle aynı haklara sahip olması düşünülemezdi. Bunu ABD’deki muhafazakarlarda da, Suudi Arabistan’da da, Polonya’da kadınların daha az maaş alması gerektiğini söyleyen siyasetçide de görebiliriz. Tüm dünyayı saran ve binlerce yıllık kabullere dayanan bu durumu değiştiren Aydınlanma olmuştu.

Bu sarsıntı muhafazakar yapılarda iki tür tepkisel yaklaşım doğurdu, birisi reformcu, diğeri klasik yaklaşım. Reformcular dünyanın her yerinde, her toplumda görebileceğimiz şekilde, evrene ve doğaya dair muhafazakar kabulleri revize etmeye çalışmış, kadınlar, köleler, eşcinseller, evren, doğa, canlılara dair bütün kabulleri yeni gelişmeler ışığında yeniden yorumlamaya çalışmışlardır. Reformcu yaklaşım anlaşılabilir görünmekle birlikte geniş kitleler üzerinde kabul edilebilirliği sıklıkla sorgulanır olmuştur. Zaten insanlara “1000 yıldır doğru kabul ettikleriniz yanlıştı, bakın aslında doğru yorum bu” deyip de hemen kabul etmelerini bekleyemezsiniz. Hele ki bu eski kabuller, “erkek egemen toplum” gibi örneklerde görüldüğü gibi belirli kitlelerin iktidar alanlarını devam ettirmede bir konfor sağlıyorsa.

Klasik yaklaşım ise Aydınlanma sonrası yanlışlanan kabulleri savunmada ısrar refleksi göstermekle birlikte, bir o kadar tepkiyi de bu reformcu yaklaşıma göstererek kendini var edebilmiştir. TR’de, C*bbeli örneğinde görüldüğü gibi, kadına, doğaya, evrene dair bütün yanlış kabulleri, 7 katlı evren modelini, ikinci sınıf kadın anlayışını, evrim karşıtlığını inatla savunmaya devam edebilmektedirler.

İşin muhafazakarlık kısmının ötesinde bu yanlış kabullerin savunulmasını kolaylaştıran bir de postmodern felsefeciler boyutu var. Bilim ve bilgi düşmanlığında kendini gösteren tüm bu yanlış kabullerin de bilgi değeri olabileceğine dair yarattıkları tahribatın da bedelini ödüyoruz aslında. “Kabile tıbbı, modern tıptan iyidir” gibi yalan yanlış olmakla kalmayıp halk sağlığını da tehlikeye atan, aşı karşıtlığı gibi vahim noktalara varan tutumlar, tüm bu muhafazakar yanlış kabullerin yeniden güncellenmesine yol açtı.

İşte bugün karşı karşıya olduğumuz bu “yeni-düzdünyacılık” da başta ABD olmak üzere dünya üzerinde bilim ve insanlık düşmanlığında birleşen kesimlerin simgesi haline gelmiştir. Aydınlanma sonrası oluşan reformcu havaya karşı, yıkılan ne kadar yanlış kabul varsa hepsine yüksek bir coşkuyla sarılma durumunun bayrağıdır. Muhafazakarlığın adım adım kaybettiği mevzilerin ilkidir düzdünyacılık. O yüzden apaçık bir şekilde yanlış olmasına rağmen bugün de savunmaya oradan başlıyorlar.

Muhafazakarlık, kendi çıkarını ve iktidarını kaybetmemek için size yalan söylemekten çekinmez. Kadınların erkekler kadar insan olduğu, köleliğin insanlık suçu olduğu, dünyanın düz olmadığı, evrenin 7 kat göklerden (felekler teorisi) oluşmadığı, eşcinselliğin hastalık olmadığını kabul etmemelerinin altında bu yatar. Bu ekolün gideceği yer elbette yok. ABD’deki NASA karşıtlığı da, TR’de “evrim zaten dünyada terk edilmiş bir kuramdır” lafının bakan seviyesinde dillendirilmesi de kaynağını aynı kökten almaktadır.

Hakikat seli karşısında yalan duvarı örmeye çalışmanın bir fayda getirmeyeceğini göreceğiz.

8 yorum:

  1. fazlasıyla önyargılı üstüne üstlük bilgisizce ithamlarda bulunmuşsun..

    bu tabiri sevmiyorum ama madem sen bu şekilde adlandırıyorsun

    bir muhafazakar olarak düz dünya olayını özelde ben genelde islam ile nasıl bağdaştırdın ?

    sırasıyla gidelim tek tek konu atlamadan ..

    hele şu ..7 katlı sema olayı ..evlere şenlik :)

    YanıtlaSil
  2. Düz dünya ile ilgili: Suyûtî'nin Celâleyn tefsirinde Ğaşiye-20'ye bakabilirsiniz.

    7 kat sema konusunda da şuraya göz atabilirsiniz;
    https://sorularlaislamiyet.com/kaynak/sema-gok

    YanıtlaSil
  3. müfessirin yorumunu sormadım ama ..müfessir yarıştıracak isek eğer ..bende onları piri "razinin "tefsirini sürerim ortaya..

    lütfen ama..siz düz dünya fikrine neden hangi sebebden ötürü kapıldınız ..

    şu düz dünya işini bi halledelim sıra 7 kata da gelecek ..hatta sizi temin ederim kendinize güleceksiniz nasıl böyle bir hata yaptım diye :)

    YanıtlaSil
  4. gaşiye 20. ayetden düz dünya sonucu çıkmıyor ..ericsson globe da döşendi yaşama -kullanıma hazır hale getirildi..

    bu ericsson globe'u düz olarak kabul etmemizi gerektirmiyor..dimi ama

    Allah kuranda mecaz siz alegori diyorsunuz sanırım kullanır..

    hatta ..nebe suresinde arz yani dünya için beşik -döşek tabiri kullanılır..

    bildiğim kadarı ile insanlığın beşiği arz-dünya ..dimi :)

    ayete bakarak aa dünya düz değil beşik şeklindeymiş denebilir mi ?

    YanıtlaSil
  5. haa unutmadan eğer görüşmemize devam etmek isterseniz

    linkini verdiğiniz adresi pekde dikkate almamanızı öneririm..

    amatörce faliyet gösteren "iyi" niyetli bi kaç nurcunun kurduğu bir yapı..kötüdür diyemem ancak eksik -yanlış bilgiler hayli fazla ..

    en fazla "eh işte" denebilecek kapasitede bir adresdir..

    YanıtlaSil
  6. sanırım düz dünya hk ayet hadis bağlamında herhangi bir metin eklemiyeceksiniz ..eklerseniz konuşuruz..

    şu 7 sema olayını kısaca izah edeyim..

    ilk olarak bilmeniz gereken şey şu !Allah alemleri-boyutları 2 ayırır ..kabaca yani..

    mülk alemi

    melekut alemi

    anlamlarına bakarsınız ..ayrıca bahsetmeye gerek yok..

    kafanızı karıştıran ve yanlış anlamanıza sebeb olan şey 7 semanın mülk aleminde var olduğu zannıdır..

    mülk alemi bizimde içinde hayat sürdüğümüz dünyanın bulunduğu tüm kainattır..

    kuranda yakın sema-gök olarak nitelenen şey kainattır yani..

    7 kat sema ise melekut alemindedir..

    şema sanırım daha iyi kavramanıza sebeb olur ekliyorum..

    http://i.hizliresim.com/PDM2gQ.png

    ilgili görselden de rahatlıkla anlaşılacağı üzre bizim fiziki boyutumuz ile alakalı olmayan sema katlarını bizim boyutumuzdaymış gibi kabul edip değerlendirmek doğal olarak tespit-keşf edememe sonrası ..hani nerede yok demek son derece anlamsızdır..

    bu durum dawkinsin miraç hadisesini yorumlayışınada benziyor biraz ahahhahaha ne gülmüştüm ama..

    katılımcıya ..ne yani peygamberinizin bir ata binip uzay boşluğunda yolculuk ettiğine inanıyormusunuz diye sormuştu..

    melekut aleminden bahseden hem ayet hemde hadisler mevcut..

    yani burada günü kurtarmak adına yeni icad ettiğim bir şeyden bahsetmiyorum

    inanırsınız inanmazsınız bu ayrı konu ama melekut alemine-boyutuna bakan yapıları mülk-(fiziki alem kainat)alemindeymiş gibi kabul eder anlamaya çalışırsanız elbette hem yanılır hemde başkalarını yanıltırsınız..

    birbirinden tamamen farklı başka kültürlere ait sema katları benzetmeside bu noktada anlamını yitiriyor

    sorunuz olursa devam ederiz

    YanıtlaSil
  7. Çok mükemmel bir yazı. --9,5/10-- Amma velâkin Konda raporu da bir hakikat, doğru değil mi xocam? İsterse ateist sosyalist bir kadın olsun, milyonlarca senedir süre gelen evrimin ona -yaşamsal ehemmiyete sahip olması nedeniyle- yerleştirdiği alfa erkek tasavvurunun(kadınlar daha iyi erkekler tercih edecek ki sonraki nesiller daha güçlü ve sağlıklı olsun ve homo sapiens sapiens türü yok olmasın) neticesi olarak Erduvan'a bir temâyülü oluşmaktadır. Bu yüzden cumhûriyetin ilk zamanlarında olduğu gibi sadece erkeklerin oy verebildiği bir sistem istiyorum ben. Hattâ mümkünse dem*kratik sistemler komple kaldırılsın, monarşi altında yönetilelim.
    P.s.: Fikirlerimi misogynistic algılamayın ltf, ben sadece siyâsette bilinçaltı değil bilinç konuşsun istiyorum. Ondan sonra olan bizlere oluyor.

    YanıtlaSil